Makedonya Gezi Rehberi ,Ziyaret Etmeniz Gereken 10 yer

Makedonya gezi rehberi hazırlarken tartışmalı tarihi, muhteşem doğası ve biz Türkler için önemli yerleri özellikle listeye aldığımı söylemeden edemeyeceğim. Makedonya’ya seyahat etmeyi düşündüğünüz halde, ne yapılması gerektiğinden emin değilseniz,bu liste oldukça işinize yarayacaktır.  Bucket listenize ilham vermesi açısından Makedonya gezi rehberi yazısı için önemli yerlere birlikte göz atalım.

Makedonya gezi rehberi listesinin ilk durağı başkent ,Üsküp

Üsküp, Makedonya’nın başkenti ve kültür merkezidir. En az birkaç gününüzü ayırmanızı tavsiye ediyorum.Burada, ülkenin modern bir Avrupa yaşam biçimini kucakladığı halde eski geçmişine nasıl sahip çıktığını rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.

Bu eski ve yeni kombinasyonu görebileceğiniz en iyi örnek, şehrin yeni yanını eski Osmanlıya bağlayan Üsküp Taş Köprüsüdür. Modern ofis binalarının arasından sıyrılıp Kapalı Çarşı’ya geçmek, zamanda yolculuk yapıyor hissi uyandırabilir. Makedonya gezi rehberinin en güzel maddelerinden biri olduğu bir gerçektir.

Şehrin belli başlı mekanlarına bakmak için kendinize zaman ayırın: Plostad Makedonija (Üsküp Merkez Meydanı), kentin üzerindeki 6. Yüzyıldan bu yana varolan Kalesi ve  yaptığı insani yardım çalışmaları ile Üsküp’ün ünlü isimlerinden Rahibe Teresa Anısına yapılan Mother Teresa Memorial House bunlardan bir kaçıdır.

Makdeonya gezi rehberi ; Doğa harikası Matka Kanyonu

Üsküp’ün sadece 17 kilometre güneybatısındaki Kanyon Matka, başkentten bir günlüğüne ayrılmanıza vesile olabilir. Mükemmel manzaralı bir dereyi dik duvarlarıyla çeviren Matka Kanyonu’nu ziyaret etmek, doğada olmaktan hoşlananlar için mükemmel bir deneyim olabilir. Çoğu ziyaretçi, Kanyon Matka’ya etraftaki mağaraları görmek için Canyon Matka Hotel‘e gelerek öğle yemeğinin ardından tekne ile gölde gezmeyi tercih ederler.

Kanyon Matka 10 mağara ve birkaç ilginç kaya oluşumu ve çatlaklara sahiptir. Vrelo Mağarası, oldukça etkileyicidir. Avrupa’nın en derin sualtı mağarasıdır.Ayrıca bölgede bazıları yeni keşfedilen 70’den fazla kelebek çeşidi var. Matka Gölü ve yakındaki Treska Gölü, ayrıca bölgenin önemli kayak merkezleridir.

Matka Kanyonu, doğal güzelliklerinin yanı sıra, üç kiliseye ev sahipliği yapmaktadır . Bunlar Aziz Andrew Manastırı, Aziz Nicholas Şişovski Manastırı ve Matka Manastırıdır. Her birinde 14. yüzyıla dayanan güzel freskler bulunmaktadır.

Makedonya gezi rehberi; alternatif bir durak Mavrovo Ulusal  Parkı

Bu Ulusal Park, Makedonya’nın en büyüğüdür., Mavrovo Gölü’nden Arnavutluk sınırına kadar uzanan 192.000 dönümlük araziye sahiptir. Mavrovo Milli Parkı, Makedonya’nın en yüksek doruklarına ve ülkenin en iyi kayak alanına ev sahipliği yapıyor. Mavrovo Kayak Merkezine gitmek isteyenleri uyaralım. Kasabada sadece üç ve dört yıldızlı oteller bulunuyor. Mavrovo’da kayak yapmak için en uygun zaman ise Kasım ayından Nisan’a kadar olan dönemdir.

Daha sıcak aylarda Mavrovo Milli Parkı göz dolduran bir yeşilliğe sahiptir. Göl, Makedonya’daki en büyük yapay göldür. Yaz aylarında oldukça popüler bir yüzme ve kürek çekme yeri haline gelir. Mavrovo Gölü ile ilgili alışılmadık bir şey de batık halde bulunan St. Nicholas Kilisesi’dir.  1953 yılında bilinçli olarak sular altında bırakıldı. Ancak o zamandan beri kısmen açığa çıkarak Mavrovo gölünde  beklenmedik bir manzara yarattı.

Saint Jovan Bigorski

Mavrovo Milli Parkı’nda ziyaret edilecek başka bir yer, Vaftizci Yahya’dan kalma kalıntıları ihtiva ettiği varsayılan Sveti Jovan Bigorski (St John the Baptist) Manastırı’dır. Bu Bizans manastırı, Gostivar’dan Debar’a giden ana yol üzerinde, Rostusa köyünden iki kilometre önce bulunur.

19.yüzyıla ait devasa ahşap oymalarına ve taş mimariye sahip olduğu biliniyor. Ahşap oymacılığı hem Eski Ahitten hem de Yeni Ahitten İncildeki bazı sahneleri gösteriyor. Bu oymalar usta sanatçılar Petre Filipovski ve Makarie Frckovski tarafından oyulmuştur. Mavrovo’da vakit geçirmeyi planlıyorsanız, Üsküp ile Ohrid arasında seyahat ederken manastıra uğramayı düşünebilirsiniz.

Makedonya Gezi Rehberi; Muhteşem bir doğa ve tarihi ile Ohri (Ohrid)

Ohri gölünü içerisinde barındıran şehir ,kültürel öneme sahip bir UNESCO Dünya Mirası olarak bilinir. Ohri, eski şehir kalıntılarını, Ohri Gölü’nü ve çevredeki manastırları keşfederken birkaç gününüzü ayırmak için mükemmel bir yerdir.

Gölün ve şehrin muhteşem manzarası için Tsar Samuil Kalesi’ni ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Yakınlarında 13. yüzyıldan kalma St. Clement Kilisesi ve Antik Tiyatro bulunur. Ohri’deki yapabileceğiniz diğer şeyler  arasında Saint Sofia (Sveti Sofia) Kilisesi freskolarını ve Kaneo Manastırı’nın St. Jovan fotoğrafını görmek yer alıyor.

En önemlisi de, Ohri Gölü’nde bir tekne turu daha sonrası kesinlikle özlemini çekeceğiniz bir aktivitedir. Mutlaka Ohrid Yat Limanı’na gidip bir göl turu ya da feribot yolculuğu yapın.

 St.Naum Manastırı

St. Naum (Sveti Naum), Arnavutluk sınırının yakınındaki kayalık bir uçurumun üzerindedir ve   Ohri’ye yaklaşık 18 km uzaklıktadır. Etkileyici 16. ve 17. yüzyıl freskleri görmek için günü birlik bir turla Ohri’den bir günlüğüne uzaklaşabilirsiniz.

Ohrid Gölü’nden Adriyatik Denizi’ne akan yakınlardaki Drim Nehri’ni ziyaret ederek bu muhteşem paranoramik manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.Geleneksel Makedon yemeklerini denemek için Drim yaylaları kenarındaki Restaurant Ostrovo’da mola verebilirsiniz. Oldukça geniş ve geleneksel menüsü ile gerçekten memnun ediciler.

Atatürk’ün okuduğu şehir ,Bitola

Bitola, Makedonya’nın en büyük ikinci kentidir. Ohri Gölü’nün güneydoğusunda, Yunanistan sınırındaki güney Makedonya’da bulunuyor. Bitola’yı Makedonya’da ziyaret etmeniz gereken 10 yerden biri haline getiren şey, görmeniz ve yapmanız gereken çok fazla şey barındırmasıdır.Başka bir deyişle, Bitola, Makedon kültürü, yemek yeme ve günlük gezi seçenekleriyle kapsamlı bir örneklemeye sahiptir.

İster geceyi geçirin ister Ohri’den bir günlük ziyarette bulunun, mutlaka Magnolia Meydanı’nda gezinize başlayın.Mağazalara ve kafelere göz atmak için Širok Sokak Caddesi’ni (Wide Street) uğrayın. Kahvenizin keyfini çıkarmak için biraz vakit geçirmek ve insanları kaldırım kafelerinden birinde seyretmek, sakin bir gün için mükemmel bir yoldur. Yemek için ise, Magnolia Meydanı’ndaki Vino Bar Bure Restaurant’ı kesinlikle öneriyoruz.

Daha sonra, Stara Čaršija ya da Bitola’nın Eski Çarşısı’nda hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Battaniyelerden halılara, ev eşyalarına ve giysilere kadar her şeyi satan düzinelerce dükkan bulunmaktadır.

Bitola’yı bizler için önemli kılan ise Ulu Önder Atatürk’ün 1896 yılında Selanikte bulunan Askeri Rüştiyeden mezun olduktan sonra burada bulunan Manastır Askeri İdadisine okumaya gelmiş olmasıdır. Eğitimine 1899 yılına kadar burada devam etmiştir.

Tarih seviyorsanız mutlaka Heraclea Lyncestis’in kalıntılarını ziyaret etmek için vakit ayırmalısınız.Şehri yürüyerek keşfettikten sonra iki farklı  günlük gezi seçeneğiniz var: Pelister Ulusal Parkı ve Villa Dihovo. Pelister, yürüyüşçüler, piknikçiler ve kaya tırmanıcıları ile popüler bir doğa rezervidir. Keşfetmek için harika trekking rotaları ve hatta gece kalacabileceğiniz öğle yemeği de sunan birkaç otel bulunmaktadır.

Villa Dihovo öğleden sonranızı ayırabileceğiniz bir alternatif olabilir. Bu misafirhane ve restoran Lonely Planet tarafından “Avrupa’nın Gizli Mekanları”  listesine seçildi. Enteresan bir ödeme sistemine sahiptir. Buradaki yemeklere siz ne kadar isterseniz o kadar ödeme yapıyorsunuz. Sabit fiyatla satılan tek şey alkollü içecekler. Hatta geceyi burada geçirmek isteyen misafirler için oda fiyatlarını da kendileri seçmelerine izin veriliyor. İlginç değil mi?

Heraclea Lyncestis Antik Kenti

Bugün  Bitola olarak anılan şehir, antik dünyada M.Ö. 4. yüzyılda kurulan bir şehir olan Heraklea Lyncestis olarak biliniyordu. Makedon II. Phillip (Büyük İskender’in babası) tarafından kurulmuştur.

Heraclea Lyncestis kalıntıları, Bitola şehir merkezine 2 kilometre uzaklıkta yer alır ve şehrin Roma egemenliğine (Roma hamamları, tiyatro, bazilikalar, vb.) ait birkaç bina içeren bir arkeolojik park içerir. Ancak belki de bu antik sitenin en dikkat çekici mekanı, Bizans döneminden kalma dini görüntüleri tasvir eden güzel zemin mozaikleridir.

Stobi Antik Kenti

Stobi antik kenti Makedonya’nın en önemli arkeolojik alanlarından biridir. Stobi ilk kez 7. yüzyılda Paeonia Krallığı tarafından kuruldu, sonunda Makedon Krallığı ve daha sonra Romalılar ve Bizanslar tarafından ele geçirildi.

Roma döneminde Stobi, Makedonya’nın başkentiydi. Stobi’nin önemi, Tuna Nehri’nden (Sırbistan) başlayıp Ege Denizi’ne (Yunanistan) kadar uzanan yolun eski bir Roma ticaret yolu üzerindeki stratejik konumundan kaynaklanıyor. Stobi bu yol boyunca bulunduğu için, önemli ticaret merkezi haline geldi. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde şehrin birçok kilise, bazilikası ve vaftiz yeri vardı.

Stobi, Gradsko kasabası yakınlarında Üsküp’ün güneydoğusunda bir saatlik bir sürede yer alıyor. Her gün 10: 00-20: 00 saatleri arasında açıktır.Giriş Ücreti  120 Makedon Dinarıdır.

Popova Kula Şarapları

Popova Kula, Povardarie Şarap Bölgesinde ziyaret etmeniz gereken şarap imalathanelerinden biridir. Makedonya’nın en iyi konaklama merkezlerinden biri, gurme yemekleri, yemek pişirme dersleri şarap tadım gezileri ile ünlüdür.

Popova Kula, Stanushina, Vranec, Prokupec, Zilavka ve Tamjanika gibi yüksek kaliteli Balkan şarapları nedeniyle dikkat çekiyor. Hasat mevsiminde ziyaret ederseniz oldukça şanslısınız demektir.Üzümlerin nasıl toplandığını, işlem sıralamalarını ve fermantasyon için preslenmeden önce nasıl temizlendiğini görmek için harika bir fırsattır. Ayrıca Popova Kula, konukları için geleneksel halk dansı şovları da hazırlıyor.

İşte Makedonya’da mutlaka ziyaret etmeniz gereken 10 yer listesi. Seyahatinizi planlarken geçireceğiniz heyecanlı zamanın daha fazlasının seyahatinizde sizi bulması umuduyla : )

Ayrıca ilginizi çekerse Bitola , Makedonya ile igili yazıya buradan ulaşabilirsiniz.