ANASAYFA,  ASYA,  TAYLAND

Hopf Coffee House, Herkesin adımı bildigi yer…

Hopf ,herkesin adımı bildiği yer…

90’lı yılların sonlarında yayınlanan her akşam okuldan eve geldiğimde denk geldiğim Cheers diye bir dizi vardı. Sahibi Sam’ın futbolu bırakıp bar sahibi olmaya karar verdiği, felsefeye ve edebiyata düşkün Diane’nin garson olmayı öğrendiği, müdavimlerinin birbirlerinin isimlerini  bildiği Bostonda küçük bir barı anlatıyordu. Yıllardır hala ne zaman müziğini duysam, sofra bezinden hallice olan okul üniformamla televizyonun karşısında aylaklık yaparak geçirdiğim o kısacık an gelir aklıma.

Chiang mai night life
Hopf Coffee House Open mic night

Chiang mai’ye geldiğim ikinci akşam yıllar önce geldiğim başka bir barda tanıştığım arkadaşlarla yine Mai’de Reggae yapılan başka bir mekanda tesadüfen tanıştık Max ile. Korona kuralları gereği erken biten gece hayatı, başka bir sokakta devam ettiği için bütün gece oluşan küçük çetemizle sokak sokak dolaşarak Chiang mai gece hayatının tadını çıkardık.  Gecenin sonunda kendisinin de bir barı olduğunu ve Pazar günü için mutlaka uğramamızı söyledi.

Söz verdiğim için Pazar günü akşam saatlerinde haritadan mekanı bularak otelimden Max’in barına doğru yola koyuldum.  Sanırım sadece kibarlık olsun diye gelirim diye söz verdiğimi düşündükleri için, bardan içeri girdiğimde herkes oldukça şaşırdı. Sadece birkaç ufak masası olan dışardan bakıldığında ufak bir tropikal cenneti andıran samimi mekanda 5 dakika içinde herkesle tanıştım ve bir anda koyu bir sohbetin içinde buldum kendimi. Gecenin sonunda birbirinden farklı bandların harika müzikleri eşliğinde bir avuç yeni arkadaş ve bambaşka hikayelerle otelime döndüm. Günler günleri kovaladı bugün Chiang mai’deki neredeyse 20. günüm ve her gün bir artıp, bir azalan masamızla, her gün farklı bir hikayeyi hayatıma alarak her akşam Hopf’ta biraz vakit geçiriyorum.

Hopf ile emekli olma hayali…

Bundan 4 yıl önce tek başına Tayland seyahatine çıkan Steve ve eşinin aşk hikayelerini dinliyorum mesela. 4 yıl önce gelip sevdiği şehiri ve insanları eşiyle tanıştırmak için eşini balayı için buraya getirmiş. Cadılar bayramında başlayıp, cadılar bayramında evlenerek taçlandırdıkları harika bir hikayeleri var. Eşi ne zaman mekandan ayrılsa yada uyumak için erkenden otele gitse ardında düğün fotoğraflarını bize göstererek, otelde uyuyan eşini özleyen bir adam bırakıyor bize 😉 Emekli olup buraya yerleşenler, tesadüfen kapıdan geçerken bir anda kendini yanımızda bulanlar, büyük şehirde yaşayıp sonradan Chiang mai’nin büyüsüne kendini kaptıranlar herkesin ayrı bir hikayesi var.

Hopf ‘ta tavsiye almak ücretsiz…

Kendini arayan onca ruh arasında, bir gün psikolog, bir gün doktor, bir gün müzisyen ruhuyla insanları iyileştirmeye çalışan Max var birde… Herkes ona gönülden bağlı. Herkesin kalbini kazanmış. Bugün herkes gitse o orda hepimizi bekliyor olacak biliyoruz. Ve bu hissiyat bu insanlara burada küçük bir aile gibi bağlanmamı sağlıyor her geçen gün.

Her gün otelimden yaklaşık 1km , sokaktaki tüm çiçekleri koklayarak herkesin ismimi bildiği yere doğru yürüyorum. Uzaktan tabelayı göründüğünde başlayan iyi hissetme hali, küçük ahşap balkondaki çiçeklerin arasından geçip Max’i ve diğer herkesi orada otururken gördüğümde daha da katlanıyor. Yerime oturup çalan müziğe eşlik ediyorum, duvarda oynayan eski Charlie Chaplin filmlerine, mandalalara hayranlıkla bakıyorum. Vantilatörden esen serinlikle gelen çiçek kokularını içime çekip, buz gibi Chang’ımdan bir yudum alıyorum.

En son ne zaman bu kadar mutlu, huzurlu ve sakin hissettiğimi inanın hatırlamıyorum. Hayatım boyunca monotondan kaçan ben burada yarattığım küçük monoton hayatımla aşk yaşıyorum.

Dilek dilemek…

Acaba bundan 4 yıl sonra bende geri geldiğimde herkes ve her şey yerli yerinde olacak mı dersiniz? Hopf, Max duvardaki Charlie Chaplin, belki her gün içkiyi biraz fazla kaçıran Liz, Chiang mai’deki tatilini bizimle tanıştığı için uzatan emekli Steve, neşeli dansları ile bana hep eşlik eden sevgili Hal, buradaki en kıymetlilerim olan İngiliz Adam, İtalyan Martina hatta hiperaktif yerinde bir an oturtamadığımız Kevin…

En azından öyle olacağını umayım. Kim bilir?

Bir gün yolunuz Chiang Mai’ye düşerse benim için buraya uğramanızı istiyorum. Hemen girişteki masaya oturup benim için bir şeyler için… Müziğe kulak verin, hatta kalkıp dans edin… Max’e ve herkese selamımı söyleyin. Ayrılırken Charlie’ye veda etmeyi unutmayın…

Sevgilerimle

My lovely gang, i will miss you forever… 

Hopf Coffee House Cafe de Buddha

19 Rajwithi Road, Chiang Mai, Thailand 50200

Facebook hesabı icin buraya

 

 

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir