BALKANLAR,  SIRBİSTAN,  YURTDIŞI

Orta Çağ Yapıtlarını Sırbistan’da Deneyimleyebileceğiniz 5 Muhteşem Kale

Sırbistan zengin bir kültürel ve tarihi mirasa sahip bir ülkedir ve bu özellik kolaylıkla sınırları içinde bulunan meşhur kalelerinde görülebilir. Seyahatleri sırasında bir Orta Çağ klasiği yaşamak isteyenler için Sırbistan kesinlikle ziyaret edilmesi gereken ülkelerdendir.

İşte Sırbistan’da şatafatlı görünüşleri ile ziyaret edebileceğiniz 5 kale listemiz.

1.jpg

Güçlü Rüzgarlara Direnen Golubac Kalesi

Golubac kasabasında turizm iki önemli cazibe merkezi etrafında dönüyor. Güzel ve görkemli bir orta çağ kalesi ve güçlü rüzgarları. Golubac kalesi, Sırbistan’ın en iyi korunan surlarına ev sahipliği yapmaktadır. Ziyaret edenleri kendisine hayran bırakan kale dışında bölgede gerçekleşen güçlü rüzgarlar yelken yapmayı seven ziyaretçileri cezbetmektedir.

2.jpg

Geçerli ortaçağ kalesinin bulunduğu alan, MS 299 yılında Roma İmparatoru Diocletian’ın ikametgahı olan 1. yüzyılda inşa edilmiş bir Roma kalesine ev sahipliği yapıyordu.

  1. yüzyılda inşa edilen Golubac kalesi, üç dahili alanı koruma görevi olan on kule barındırıyor. Kale, zamanla, özellikle Osmanlı İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı arasında yaşanan birçok savaşın yapıldığı yer oldu. Daha sonra Türkler, Bulgarlar, Macarlar, Sırplar ve Avusturyalılar tarafından yönetildi. 1867’de Golubac kalesi Sırplara geri döndü. Kale 2005 yılında restore edildi ve şimdi dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin hikayesini öğrenmesini bekliyor. 3.jpg

Orta Çağ ‘ın En Güzel Örneklerinden Smederevo Kalesi

Smederevo kalesi, Tuna’nın sağ kıyısında, Jezava ve Tuna nehirlerinin birleştiği yerde bulunmaktadır. 1428-1430 yılları arasında Despot Djuradj Brankoviç tarafından yaptırılmıştır. Bu yapı, Avrupa’nın en büyük orta çağ surlarından biridir ve kenti Türk saldırılarına karşı savunmak amacıyla yapılmıştır. Kaleyi 1459’da fethetmeyi başardılar ve Sırp orta çağ devletine son verdiler. Smederevo önemli bir stratejik kaleye ve ticaret merkezine dönüştü.

4.jpg

Kale, düzensiz üçgen şeklindedir ve 10.5 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Kale Smedero şehrini iki bölüme, Küçük Kasaba ve Büyük Kasaba’ya böler. Ondokuz kule ile çevrili alanın Big Town (Büyük Kasaba) kısmında başpiskopos ikamet etmektedir.

5.jpg

Tuna ve Sava Nehrini Kavuşturan Kalemegdan Kalesi

Belgrad’ın tarihi kalbi ve Tuna Nehri üzerindeki Kalemegdan kalesi Sırbistan’ın başkenti gezisi sırasında görülmeye değer. Bu büyüleyici kale, 2. ve 18. yüzyıllar arasında inşa edildi.

6.jpg

Kalemegdan kalesi, 2. yüzyıldan 7. yüzyıla, Beli Grad’ın (Beyaz Şehri) ilk Roma köprüsünün kalıntıları üzerine inşa edildiği bir Roma kalesi idi. 12. Yüzyılda ise ortaçağ surları inşa edilmiştir. Kale, 16. yüzyılda Türklere düştü ve Hapsburglar tarafından fethedildiği 18. yüzyıla kadar Türklerin egemenliğinde kaldı.

7.jpg

Kalenin gizlediği tüm hikayeleri öğrenmek isterseniz, siteyi bir tur rehberi ile ziyaret etmek en iyisidir. Kalenin adı aslında 19. yüzyılda bir park haline gelen kalenin etrafındaki platonun adıdır.

8.jpg

Türklerin Eseri Niš Kalesi

Niš kalesi  şehrin siluetine hakim Nišava Nehri’nin sağ kıyısında yer almaktadır. Kaleyi 18. yüzyılda Türkler yapmış, ancak içinde bulunduğu site  iki bin yılı aşkın bir süredir yerleşim görmüştür. Kale, Roma ve orta çağ kalıntıları üzerine inşa edilmiş ve düzensiz çokgen biçimindedir.

9.jpg

Kale Dört etkileyici kapısı ile karakterize edilir:  Stambol (İstanbul), Belgrad, Vidin ve Büyük Kapı, tüm kapılar çok iyi korunmuştur.

10.jpg

Kale, askeri yapılar, bazı dükkanlar ve ibadet yeri olarak kullanılıyordu. 15. yüzyıldan kalma bir Türk hamamı ile 16. yüzyılda inşa edilmiş Bali Beg  Camii’ni görebilirsiniz. Kale, 1877 de Sırplar tarafından devir alınana kadar Türk kontrolü altındaydı. Bugün kale, festivaller için bir sahne olarak kullanılıyor ve içerisinde  birkaç kafe barındırıyor.

Müziğin Yeni Adresi Petrovaradin Kalesi

11.jpg

 

Novi Sad’daki Petrovaradin Kalesi, Vauban’ın planlarından sonra Tuna’nın sağ kıyısında, 1692-1780 yılları arasında inşa edilmiştir. Roma kalesi Cusum ve orta çağ Petrikon kalıntıları üzerinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu askeri mühendisleri tarafından yapılmıştır. Kale, 112 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Alt Kale, subayların ikamet yerlerini, hastaneyi, eski cephaneliği, kışla ve diğer kamu binalarını barındırırken, Üst Kale, dört seviye ve 16 km uzunluğundaki yeraltı koridorlarıyla benzersiz bir sisteme sahiptir.

Kalenin en önemli cazibe merkezlerinden biri, yerli halkın ve denizcilerin saati uzaktan görebilmeleri için inşa edilen Saat Kulesi’dir. Kale’nin altında Katolik kilisesi St. George Kilisesi’ni bulabilirsiniz. Bugün kalede dünyadaki en büyük sanat kolonisi olarak kabul edilen en az 88 sanat stüdyosu bulunuyor. Alan aynı zamanda her Temmuz ayında düzenlenen ünlü EXIT müzik festivalinin ve diğer pek çok kültürel etkinliğin sahnesidir.

2 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir